İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Tarım Bakanı Avi Ditcher’in Gazze Şeridi’ndeki sivil nüfusun zorla sürgün edilmesini “2023 Gazze Nakba” olarak tanımlamasının ardından bakanları uyardı.
İsrail merkezli Channel 12 televizyon kanalının haberine göre Netanyahu, kabinesindeki bakanlara “sözlerine dikkat etmelerini” söyledi.
14 Mayıs 1948’de İsrail’in tarihi Filistin topraklarında kurulmasıyla zorunlu göçe ve katliamlara maruz kalan Filistinliler, o günü “büyük felaket” anlamına gelen “Nakba” olarak adlandırıyor.
Kanal 12 televizyonunda programa katılan Dichter, saldırı altındaki Filistinlilerin Gazze’nin kuzeyinden güneyine, Mısır sınırına doğru sürülmesiyle ilgili soru üzerine “Gazze Nakba’yla karşı karşıyayız” dedi. Şu ifadeleri kullandı:
“Etnik temizliğin ilk adımı”
İsrail yönetiminin Gazze’de yaşayan 2 milyondan fazla Filistinliyi Mısır’ın Sina Çölü’ne sürmeyi planladığı yönündeki endişeler son günlerde arttı.
İsrailli Yahudi insan hakları aktivisti Ofer Neiaman, Filistinlilerin Gazze’nin kuzeyinden güneyine sürülmesini “etnik temizliğin ilk adımı” olarak nitelendirdi.
Neiman, İsrail’deki hükümetin nihai hedefinin Gazze’deki Filistinlileri Mısır’ın Sina Çölü’ne sürmek olduğunu belirtti.
Bir milyona yakın Filistinli sınır dışı edildi
İsrailliler için “devletin kuruluş” günü olan 14 Mayıs 1948, Filistinliler için nüfusunun yüzde 67’sine tekabül eden 957 bin kişinin topraklarından zorla sürülmesiyle başlayan bir felaketler zincirinin başlangıcı anlamına geliyor. kültürel ve sosyal dokunun tahribatı günümüze kadar devam etmektedir.
O tarihten bu yana nüfus artışıyla birlikte dünya çapındaki Filistinli mültecilerin sayısı 6 milyonu aştı. Bunların yaklaşık 5,3 milyonu BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) kayıtlıdır.
675 köy ve kasaba yıkıldı
İsrail güçleri Nekbe’de 675 Filistinlinin köy ve kasabasını yok etti, binlerce Filistinliyi öldürdü. Birçok tarihi Filistin şehri de Yahudileştirildi.
Bu süreçte Negev Çölü (Negev) bölgesinde yaşayan Bedevi kabileleri yerlerinden edildi. Ayrıca yerleşim yerlerinin isimleri değiştirilerek kültürel kimlik de hedeflendi.
