Kent Savunması Uzmanı Başak Kamacı Budak, Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle devlet malı olan Hazine yerlerinin “acil nakit ihtiyacının karşılanması” amacıyla satışa çıkarıldığını belirterek, “Arsalarımız satılmıyor. koli olarak satılıyor, ancak ülkenin yüz ölçüsüne göre.”
Kentsel Koruma Uzmanı Başak Kamacı Budak, hazine arazilerinin satışına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Özelleştirme İdaresi tarafından 33 bin 53 kilometrekarelik hazine arazisinin satışa çıkarıldığını hatırlatan Budak, “Şu anda birçok medya kuruluşunun haber yaptığı ülke çapında bir satış ihalesine ilişkin duyurular şu anda yok. Özelleştirme İdaresi veya Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın internet sitelerinde satılan hazine parsellerinin listesini içeren ilanlar kaldırıldı” dedi.
Budak’ın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“KAMU YARARI KAVRAMI Maalesef TAMAMEN UNUTULMUŞTUR”
“Hazine taşınmazlarının korunması ve idaresinden sorumlu asıl kurum Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı Milli Emlak Genel Müdürlüğüdür. Ancak hazine taşınmazları doğrudan Hazine’ye bağlı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na devredilmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığınca ve satış yapılmaktadır.Tüm kamu kurum ve kuruluşları herhangi bir iş ve işlemi yürütürken birinci öncelik ‘kamu yararı ilkesi’ olmalıdır. Maalesef ‘kamu yararı’ kavramı tamamen ortadan kaldırılmıştır. unutuldu.İhaleden sonra bu büyüklükteki devlet arazilerini kimlerin, hangi amaçlarla devralacağı belli değil.Yabancıların mülk edinmesi ve ülke topraklarının yabancılara devredilmesi de bir sorun ve tehdit olarak değerlendirilmelidir. uluslararası şirketlerin mülkiyeti ulusal bir sorun olarak görülmelidir.”
“TARIM ARAZİLERİNİN MADENCİLİK VE ELEKTRİK TEMİNİ TALEPLERİYLE YOK OLDUĞUNA TANIK OLUYORUZ”
“Bu nedenle milli bir sorun ve kamu yararı açısından değerlendirmemiz gereken hazine yerlerimizin kullanım hakkı ve zamanı; merkezi yönetim ve yerel yönetimler birlikte öncelikleri belirlemelidir. illerde öncelikle hazine yerlerinin kullanımına ilişkin kararlar belediyelerin hizmet ve yatırımları doğrultusunda alınmalıdır.Vatandaşa bu arazileri satış değil tarım, hayvancılık veya diğer yatırımlar için kullanma hakkı verilmelidir. Ancak son yıllarda üretimin devam ettiği tarım alanlarının bile satışa çıkarıldığı ve tarım alanlarının halkın talepleri doğrultusunda talan edildiğine şahit oluyoruz. Madencilik ve enerji dairesi ve bereketli ülkenin tüm kaynaklarını sorumsuzca tüketen mirasçılarla ilgiliyiz.Bu nedenle kentsel gelişme ve kalkınma stratejileri yerel yönetimlerin öncülüğünde bir an önce belirlenmelidir.”
